Sayfalar

10 Eylül 2009 Perşembe

BU ÜLKEDE HER ŞEY "1" GECEDE DEĞİŞİR!

Dengelerin "1" gecede değiştiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu gerçekliği göz ardı etmek, unutmak, yok saymak gerçek bir gaflet ve delilik olur! Gün olur devran döner, başıma gelmez denilen gelir ve işte o gün kim nasıl çıkar işin içinden bilinmez! O yüzden benim arkam sağlam, benim başıma gelmez demeyeceksin! Maalesef, bu gece başımızı yastığa huzurla koyabiliyorsak, yarın veya öbür gece aynı huzurla koyabileceğimiz anlamına gelmiyor. Zaten o nokta da yastık bulabilirsen şükretmek gerek.

Güçlü, zengin, mevkii sahibi olmak ne kadar uzun ömürlü olur garantisi yok bu ülkede. Kaldı ki tepedeki "1" kişinin yerinden oynaması demek çok güvendiğiniz sizinde, tüm mevkii ve itibarınızın aynı belki de daha hızlı alaşağı gitmesi demek. Bunu unutmadan gittiğin yolu adımlamak gerek.

Bu ülkede her şey "1" gecede değişiyor.
Tüm malını mülkü bir gecede vergi borcuna verebilirsin.
Özgür düşünce kisvesinde paylaştığın tüm düşüncelerini, bir gecede -sen bile daha ayılamamışken- demir parmaklıklarla paylaşmaya başlayabilirsin!
O gün geldiğinde meseleğini sorduklarında "öncelekli mesleğim SAVUNMA yapmaktır." diyebilirsin.
"1"
gece önce ulaşabildiğin tüm mecralarda sürü psikolojisi yaratırken, yine bir "1" gecede sürünün kendisi yaparlar da seni, ruhun duymaz! Sen beyliğini ilan ederken diğerleri çoktan hükümdarlığını ilan etmiş olurlar da senin kulakların duymaz, dilin söylemez, gözün görmez olur.
Bu ülkede her şey "1" gecede değişir.
İnandığın tüm değerlerin, yıkılmaz dediğin anlaşmalar, yasalar... İran'da "1" gecede kapanmıştı unutmamak lazım. Süreç içinde değişkenlerin, ne kadar zamanda hazırbulunuşluğa getirdiğin önemli değildir. Önemli olan eylemi ne kadar sürede geçekleştirdiğindir!

Bu ülke de "1" gecede ana haberde meşhur olabilirsin.

Yine "1" gece de inandığın, bildiğin tüm değerlerini satabilirsin.

Yine "1" gecede tek başına kalıp, aklını oynatabilirsin.

İşte o noktada geriye dönüp baktığında ben "1" gecede ne yaptım sorusunu cevaplaman gerekebilir. Ve cevap vermeye korktuğun tek bir cümle de, işte o cümleyle aslında aklını oynatabilirsin!

5N 1K. İçine yolculuk! Çerçeveye dışarıdan bakmak kolay da birden kendini çerçevede gördüğünde aslında o kadar da kolay değilmiş değil mi...

Gün olur evran döner, bu derenenin suyu da biter gider. Geride hatırlanacak hoş bir sada bırakmadıktan sonra yaşamışsın ne fayda...

PS: Peki ben neden bu yazıyı yazdım. Çünkü iki gun önce yukarıdaki süreçlere benzer bir süreçte güvenmekten, iyilikten nasıl marazlar doğabileceği gerçeğiyle bir kere daha yüzleştim. Artık elim kalem tutuyorsa düşündüklerimi paylaşmalıyım dedim. Görmek isteyen gözlere bir örnekle ışık tutmak istedim. Aşağıda bir link paylaşacagim. 104 sayfa sunumdan oluşan 3 senede yaşanılan bir hikayenin özeti. Bu hikayede asla KURUMLAR hedef değil! Aslında bir hedef de yok. Şahsi menfaatler için, çok önemli kurumların nasıl zarar görmeye hazır bir zeminde olduklarının hikayesi de aynı zamanda. Paylaşıyorum çünkü; biraz zaman ayırıp en azından kulak tıkamak istemeyenler için. Sizde içinde bulunduğumuz zamanın işleyen çarklarının kirli yüzünü anlayabilmenin ve iki insanın hayatının -sırf kişisel menfaatleri için- nasıl bozuk para gibi harcamaya kalkanların hikayesi bu. Duyarsız kalmamak lazım. Bugün sana ise, yarın bana olabilir. Benim başıma gelmez dediğin başına gelirse senin hikayene de duyarsız kalınmaması adına tıkla...

http://www.slideshare.net/hakanoz/kumbara-rezaleti


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder