Sayfalar

22 Mart 2010 Pazartesi

INDIGO COCUKLARI!...

Dün bir İNDİGO ÇOCUĞU olduğumu öğrendim!

Öğrendiğim gibi de tabii ki kabul etmedim :)) Çok az olan bilgimi canım yoldaşım GOOGLE ile paylaştım. Sağ olsun oda belleğindekileri benimle paylaştı. Okuduklarım, benimle paylaşılanlar, hayatımın evreleri, yaşadıklarım, çevremdekilerin tavırları...

Sonuç: Gerçekten İndigo Çoçuğuymuşum!


Her şey aslında Ocak başında, astrolojik doğum haritamın çıkartılmasıyla başladı.

Ölü doğan bir bebek olduğum ve yaklaşık 10 dk. içinde normal hayat fonksiyonları gösterdiğimi öğrenmemle durum şekillenmeye başladı. Annemle bilgi doğrulandı. Evet kordon dolanması nedeniyle nefes almadan dünyaya gelmişim. Doktor, ebe, hemşire ve benim yaşama tutunma çabamla yaklaşık 10 dk. sonra da anneme müjdeyi vermiş Ebem. Kurtuldun, bir kızın oldu! 02/12/1982 01.10 (Doğum saatim 01.01)


Genel süreç olarak insan, 33 yaşından sonra (yükselen burçlarında etkisiyle) hayatı sorgulamaya başlar(mış). Kimilerini hayattan elermiş, kimileri de daha sağlam yer edinirmiş. Hayatı sorgulamaya başlanılan yaş yani. Benim için bu süreç 23 yaşımda başladı. İndigo Çocuklarında 23 yaşında başlaması sıkça görülen bir durummuş!

Küçüklüğümden beri çocuk olmadığımı savundum durdum.
Hep yetişkinlere gösterilen saygıyı bekledim.
Hep kendimden daha büyük kişilerin yanında kendimi rahat hissettim.
Düz duvara tırmanan bir çocuktum. Yaramazdım. Koltuk tepelerinden inmezdim.
Hep gizli olanı keşfetmeye çalıştım. Hem kendi başıma, hem ailemin başına zaman zaman problemler açtım.
Bana bir şey yaptırmanın en emin yolu, yapacağım işi neden yapacağımı açıklamaktı. İstemediğim bir şeyi yapmayı şiddetle redderdim.
Her zaman çok enerjik bir çocuktum!
Öğrenmekte hiç zorlanmazdım. Ama bazı derslerde başarısız da olabilirdim. Bazılarında da çok başarılı.
Her zaman kendisini iyi ifade edebilen biri oldum. Geç konuşmaya başladım ama başladığımda da eksiksiz ve düzgün ifadelerle konuşurdum.
Herkesin ortak kaanati; "Büyümüş de küçülmüş bu çocuk." idi. Halbuki ben bir bireydim. Çocuk değil. (Çocuğun bir birey olduğu çok yeni kabul edilir oldu bizim topraklarda!)

Tonla şey sıralayabilirim 28 senelik yaşanmışlıklarda... Ama gerek yok. Bu kadarı bile yeterli.


Anlatılanlar ve okuduklarımdan çıkan ortak noktalar yukarıdaki yazdıklarımran farklı değil. Hatta yer yer birebir kopyalanmış gibiler. Bana özel kılansa, yaşanmışlıklarımda kendi hayatımın gerçekliği. Her hayatın kendi gerçekliği gibi...

İndigo Çocukları özel olarak tabir ediliyorlar. 21. yy ın kurtarılmasında önemli roller üstlenecekleri söyleniyor. Tıpsa reddediyor. Tıbbın bu çocuklara koyduğu teşhis Hiperaktivite! Ama hiperaktiviteden farkı, indigoların öğrenme güçlüğü çekmemeleri ve iletişimde sorun yaşamamaları...

Bu kadar bahsetmişken genel olarak bilgi de vermeli.

İNDİGO ÇOCUKLARININ Genel Özellikleri

1- Onlar dünyaya bir asalet duygusuyla gelir ve çoğunlukla da öyle davranırlar.
2- "Burada olmayı hak ettiklerini" hisseder ve başkalarının bu hissi paylaşmadıklarını görünce çok şaşırırlar.
3- Kendi değerlerini iyi bilirler.
4- Mutlak otorite karşısında zorluk yaşarlar.
5
- Ritüel yönelimli ve yaratıcı düşünce gerektirmeyen sistemlerde düş kırıklığı yaşarlar.
6-Çoğunlukla evde ve okulda işleri yapmanın daha iyi yollarını görürler, bu da onların " sistem yıkıcılar" (herhangi bir sisteme uyum sağlayamayanlar) gibi görünmelerine neden olur.
7- Suçluluk duygusu verilerek disipline sokulmaya karşılık vermeyeceklerdir.
8- İhtiyaçlarını bildirmekten çekinmezler.

9- Herkesle son derece dostça konuşurlar ve güçlü fikirlere sahiptirler.
10- Biraz sakar ve dağınıktırlar.
11- Etrafındakileri yönetme eğilimindedirler.
12- Atlatik yapıdadırlar.

İndigo çocukları 1970lerin sonlarında dünyaya gelmeye başlamışlardır. Onlar küçük yaşlardan itibaren çok kişiliklidir. Zekalarıyla çevrelerindeki her şeyi sorgulamayı, mantık süzgecinden geçirmeyi doğdukları andan itibaren prensip edinen indigoları tanımlarken sıkça vurgulanan konulardan biri de yirmibirinci yüzyılı indigo çocukların kurtaracağıdır. Ayla Özergen’e göre; "indigoların zekaları çok üstün demek yanlış. Belirli bir kriter yok. Ama duygusal zekalarının çok güçlü olduğu söylenebilir. Algılama yetenekleri bizden farklı. Duygularını devreye sokmadıkları için de algıları fazla. Çabuk öğreniyorlar, olaylar karşısındaki çözümleri, tavırları kısa ve öz. Bunlar istediği her şeyi yapabilen çocuklar. Anlaşılması bazen zor olabiliyor. Bunun nedeni bizim, kalıplarla onlara bakıyor olmamızdan kaynaklanıyor. Onları anladığınız sürece onlarla yaşamak kolay.”

Eğer çocuğunuz normal çocuklar gibi davranmıyor, gün geçtikçe aranızdaki uçurum fazlalaşıyor, siz sinir küpü oluyorsanız ona bakışınızı değiştirin. Çünkü o henüz teşhis edilememiş “indigo” çocuklardan biri olabilir.

Çocukların yaramaz olması, söz dinlememesi yaygın ve kabul gören bir durumdur. Fakat düz duvara tırmanıyor, bir koltuktan diğerine uçarak gidiyor, yaşından önce konuşuyor, kendisine ‘çocuk’ muamelesi yapılmasına kızıyorsa hem aileler hem de doktorlar tarafından ‘hiperaktif’ olduğu varsayılır. Oysa ki aşırı yaramaz, yaşından beklenmeyecek kadar zeki ve ailesiyle kavga edecek kadar uyumsuz bir çocuksa o belki de bir ‘indigo’dur. Onlar bizim bildiğimiz tarzda çocuklar değildir. Anne-babalardan çocuklarına geçerek nesilden nesile aktarılan klasik eğitim tarzını kesinlikle redder. Kendi yöntemlerinizle bir şeyler yaptırmanız neredeyse imkansızdır. Saygı duymak ve görmek isterler. Hiçbir zaman bebek muamelesi yapılmasından hoşlanmazlar. Çok küçük yaşlarda bile onlarla her şeyi konuşmanız gerekir. Duygusal sömürüye hiç gelemezler. Onlar için her durum karşısında değişmeyen sevgi belirtileri çok önemlidir. Bakışları, olaylar karşısındaki duruşları çok net ve keskindir. Algıları ve sezgileri yüksektir. Enerjileri çok fazladır.
Uzmanların bir kısmı hiperaktif teşhisi koysa da hem kendileri hem de aileleri bunu kabul etmiyorlar.Çünkü onlarda öğrenme problemi, dikkat eksikliği görülmüyor. Herhangi bir bilgiyi öğrenmesi için yapmanız gereken tek şey; mantıklı açıklamalarla bunun gerekliliğini anlatmak. İndigo çocukları araştıran kişilere göre de bırakın öğrenme bozukluğunu 21. yüzyılın kurtarıcısı olabilme potansiyeline sahipler. Sosyal ilişkileri ise güçlüdür.


PS: Maddelerde kırmızı ile işaretli olanlar ve metindeki koyu işaretlenmiş olan bölümler neredeyse birerbir bendeki davranış ve yetişme dönemindeki hareketlerimdir. Yorum size ait! Eğer çevrenizde bu tip yakınlarınız veya tanıdıklarınız varsa, bu yazıdan sonra sanıyorum anlaşmak biraz daha kolay olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder